16 Temmuz 2012 Pazartesi

Buda böyle bir şey

Karanlık sonsuz ve esrarengiz
Bilinmezlikler,çözüleyemenler
Hayatı anlamaya çalışanlar ve onuda bırakanlar
Mutluluğun olduğuna inandıranlar kendini
Mutluluğu yaratıp söylem haline getirenler,
Ayrı dükkanlardan alınmış yap-boz taneleri
Her biriniz bozuk gramofonlar,plaklar

4 Şubat 2012 Cumartesi

Oynayan İki Karakter

Kovuluyorum sonsuz cennet Merdivenleri adımlıyorum sonsuz Kevaşelerle kahkaha patlatıyor Dostluğu sokak lambalarında Sıcaklığı delilikte arıyorum. Bu gece İçimdeki kötü köpeği besliyorum Arkasına saklandıklarım kaçıyor benden Bir yanım korkuyor Bir yanım pusmuş Doğru olanı arıyorum doğruyu Ruhum titriyor tan mı geliyor Sokak başından bir çığlık yükseliyor Bir dizi uçuşup kaçışan kuşlar Kötü köpeğin uyku vakti gelmiş huysuz Topraktan yükselen soğuk acıtıyor ellerimi Işık hüzmesimi geliyor Kaçmalı ve saklanmalıyım Karanlığı yakalamak için ufuk çizgisine koşuyorum Ve ışık Yakalıyor Yakalıyor dizlerim yeryüzünde Gözlerim fecir kızılı Ağaçlar kadar bütün oluyorum toprakta Ve toprak yeniden doğuş, Toprak asil Korkularım susumak bilmeyen çığlıklar sessiz Sonra iyi köpek uyanıyor.

6 Ocak 2012 Cuma

özgürlükte özgürlük

Özgürlük her yere ulaşa bilmek, belki de her şeye dokuna bilmek. Özgürlük uçsuz bucaksız ovada olmak, gördüğünün yanında ve onun kokusuna,tadına bakabilmek, hedefe koşmak, sarılmak en azından bir ucundan tutabilmek. Deniz; deniz öle değil bakmakla yetiniyorsun, bir gemin olduğunu düşün, durmadan ilerleyen bir gemi ve senin kaptan olduğunu, gördüğün her yere gittiğini, inip koşabilirimsin, ufku görürsün dokunamaz, suyu görür hissedemezsin, derinlere inemez altında olup biteni bilmezsin. Özgürlüğün hayal kurmak olduğunu düşün, suyun üstende yürüdüğünü, derinleri keşfettiğini, ovada yorulmak bilmeden koştuğunu, istediğin her şeye dokunduğunu, yeni kokular keşfedip tat verdiğini, doğaya bulutları indirdiğini o bulutla seninde yükseldiğini, evet belki de hayaldir özgürlük. Özgürlük kimsenin bilmediği ulaşamadığıdır.

4 Aralık 2011 Pazar

Yeşil olan sarıya döndü


Karanlığın içinden çıkıp geldi,
Yeşil çatılı evin arkasından süzülüyordu,
Sıçtık mavisi hava yine ısıtmayan bir güneş,
Bedbahça yürümek,
Belimde tatlı ve hafif bir ağrı,
Gözlerim perçinli açmak çok yorucu
İçi dolu evler, boş sokaklar
Sağır olasıya bir sessizlik
Mahlûkat uyanıyor yavaşça,
Çam ağaçlarından gelen tıkırtılar
Oynasan bilge karga,
İçindeki bütün sıvı çekilmiş sarı yapraklar,
Ahşap evin çitlerinde sevişen güvercinler
Arkasında durgun sesiz mavimsi çoğunluk
Adımladıkça sonsuz maviliğe yaklaşıyorum,
Gözüme takılan balıkçı kayığı ve fark etmeden dalmışım maviliğe
Arkamda olup bitenler;
Umursamazca bakıyorum sonsuz mavilik
Geçen zamandan sonra maviden de sıkılıyorum
Ve  kendime kızıyorum, dönüp yürüyorum
Soğuğa lanet okuyor
Bir sigara daha yakıyorum
Küçük demir kapıdan geçiyor
Çoktan soğumuş olan yatağıma dönüyor
Uyumak istiyorum sonsuza kadar.

9 Kasım 2011 Çarşamba

Mutluluk

  Mutluluk kolay değildir, savaşmalısın her şeyle ama durmadan yorulduğunu unutarak savaşmalısın; kalp, ruh, nefis üçlemesinin aynı çizgide olmasıdır mutluluk, savaşmadan elde edemezsin bunu, yorgun düşersin saçların beyazlar, belki de bir kaç tahtan eksilir, bazen olur kısa zevkleri mutluluk sanıp sonsuz karanlığa gömülürsün, nefis denen varlığı kalp sanırsın peşinden koşarsın, örter kara bir bulut kalbi, sonra uzaklaştırır ruhtan, nefis almış başını gitmiştir et yığınısındır; hormon ve içgüdüyle hareket eden, doğrusunun bu olduğunu düşünürsün, bazen düşünmeyi de bırakır yaşar gidersin, bir ana kadar şimdilik yaşayıp gidiyoruz.